Küçük kıza baktı uzun uzun. Armut sapı gibi incecik boynuna, kim bilir kaç gün önce örülmüş saçlarına... Duvar dibi komşusunun geçen yıl aldığı evlatlık geldi gözünün önüne. Bitlenip mitlenmesin diye saçları sıfır numaraya vurulmuş, dondurucu soğukta mosmor olmuş ayaklarına geçirdiği takunyalarla su taşıyan, merdiven silen Hesna... Her işe koşturulan, bir saniye rahat bırakılmayan Hesna... “Hesna, bana su ver!”, “Hesna, kapıya bak!”, “Hesna, odun getir!”… Yani bu kız da öyle mi olacaktı? Yüzüne, ...