"Böyle olduğum için özür dilemeyeceğim.” O gün, yüklendiğimi yutkunup bunu söyledim. “Kabilemden, otağımdan ve babamdan bağlarımı koparacağım.”
Sırtımı verdiğim ağacın gövdesine dokundum, bacaklarımın yanında tuttuğum mızrağıma baktım. Keskin mızrağım. Onu ağacından kopardığımda altı yaşındaydım. Boyumdan büyük mızrağıma can vermek için günlerce budamıştım onu. Babamın heyecanlı yüzü hala gözümün önünde. Nehrin deli vuruşlarının sivrilttiği taşı nasıl da yontmuştu. Demiri tunca katıp eritmi ...