Ömrüm serseriliklerle geçip gidiyor ve galiba yarısından çoğu geçti. Ne akıllandım ne de bir baltaya sap olabildim. Bu lanet İstanbul havası, ruhuma yağmur damlalarını bir kurşun gibi boşaltan Kasım, sefilliğin, namütenahi kederlerin dolup taştığı rezil Balat, aşağılık babam, beni bırakıp giden anam, kederlerimin cefakar mümessili Leyla, cadaloz Melahat, bir türlü dinmek bilmeyen baş ağrılarım, depresyonlarım, kara bahtım... Tüm bunlardan bıktım artık. Allah'ım ya canımı al ya da bana yeni bir n ...