İçimde serin rüzgârlar mı esmeye başlamıştı ne. İçimde özlü bir toprak keşfetmişti, evet apaçıktı bu. Ona sarıldım, kokusunu duyuyordum kör olayım. Kavuşmak için ülkeler geçiyordum besbelli koşarak, kan ter içinde fakat nasıl da uçuyordum havada. Derken tuşlara dokunmaya başladım, taktığım kağıt üzerinde sözcükler akıyordu. Onu okşuyor, bir dizenin penceresini arıyordum. Ümit ediyordum.
Akşam yine akşam
Ötelerden ince bir hüzün gelip karşıma oturuyor. Dokunmayı mı deniyor g ...