Fıtri ve vahyi olanı hayatın dışına iten her türlü yabancılaşmadan hicret edip tevhid ve adaletin kimlik ve kişilik aşılayan muhkem alanını oluşturmak her Kur'an talebesinin öğrendiği temel görevdir. Tevhidi değerlere sahip çıkanların köklerinde ıslah veya öze dönüş hareketlerinin tarihi derinliği vardır. Bu derinlik, müslümanları İslam'a salt bir tarz-ı siyaset olarak yaklaşma pragmatizminden koruduğu gibi, onlara İslami direnişin ve Kur'an nesli inşasının sorumluluğunu da yükler.