İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e miras kalan eğitim, hem nicel hem de nitel yönden perişan durumdaydı. Devralınan eğitimin her kademesinde okullaşma oranı çok düşüktü. Eğitimin temel unsuru olan öğretmenin sayısı çok azdı, onların da çoğu gerçek anlamda öğretmen olarak yetişip seçilmiş değildi. Okulların fiziksel olanakları çok çok kötüydü. Eğitime ayrılan ödenek çok yetersizdi. Eğitimde dinsel-dünyevi ikilemi sürmekteydi. Cumhuriyet’in devraldığı okur sayısı nüfusun yüzde 7-8’i kadardı. Bunda kadı ...