Gençlik yıllarında sevdiği erkeği çok acı bir biçimde kaybeden Ulya'nın hayatında büyük bir yara açılmış, derin bir boşluk doğmuştur. Genç kadın, daha sonra ruhsal yalnızlığını sanatla doldurmuş; yıllarını, dostluğunu yeğlediği, değerli bulduğu bir erkekle durgunluk ve huzur içinde geçirmiştir.
Bir heykel sergisi açmak üzere Hamburg'a giden Ulya, Sina'yı gördüğünde kendini taze bir duygunun, güçlü bir dönüşümün eşiğinde hissedecek, aşktan ne kadar uzak kalmış olduğunu fark ederek sars ...