Her gün olduğu gibi bu sabah da akrebi, yelkovanı, zamanı ve önemi olmayan saatlerinin zili çalınca yataktan kendilerini sökerek kalktılar. Ayaklarını soğuk, yılanımsı terliklere sokarak uzun süredir kimsenin tatlı tatlı süzmediği suratsız suratlarını aynanın önüne koyup, çirkin dişlerini fırçaladılar. Hepsine birer vahşi batı hüznü boca eden enine çizgili Daltonumsu pijamaları düzgünce katlayıp dolaba koydular ve onlara birer nikâh töreni sıkıntısı iğneleyen gri takımlarının içini etleriyle, et ...