Edebi metnin iki temel unsuru olan zaman ve mekân, uzun yıllar boyunca yan yana ve birbirinden ayrılmaz iki unsur olarak düşünülmüştür. Sonrasında özellikle, Bergson felsefesiyle birlikte ‘zaman’ kavramı daha bağımsız bir noktada konumlanmıştır. Edebiyat araştırmalarında 20. yüzyılın ilk yarısına değin hâkim olan zamansallığın karşısında mekânsallık, özellikle 1980’lerde yaşanan ‘mekânsal dönüş’le birlikte yeniden ağırlık kazanmış ve kendi argümanlarını ortaya koyacak bir alan açmıştır. Bu kitap ...