Üstadla tanışmamız kırk seneyi geçti. O zamanlar hemen her gün idarehaneye gelir; Âkifler [Mehmed Âkif], Naîmler [Babanzâde Ahmed Naîm], Feridler [Ömer Ferid Kam], İzmirlilerle [İzmirli İsmail Hakkı] birlikte saatlerce tatlı tatlı musahabelerde bulunurduk. Üstad, kendine mahsus şîvesiyle yüksek ilmî meselelerden konuşur, onun konuşmasındaki celâdet ve şehamet bizi de heyecanlandırırdı. Harikulâde fıtrî bir zekâ, İlâhî bir mevhibe. En mudil meselelerde, zekâsının kudret ve azameti kendisini göste ...