“Yunan heykellerine benzeyen vücudunda dolaşan ellerimiz çoğaldıkça Jean kendinden geçer, kıvranışları bizi de en tatlı günahların bahçesine davet ederdi. Peş peşe içtiğimiz şarapların tesiriyle bu sahnelerin sonu pek fena biterdi. Kışkırtıcı temaslarla çılgına dönen uzviyetin tahakkümüne teslim olurduk. Aklın gücünü kaybettiği bu zevk karnavalında vücutlarımız ateşin tüm renkleriyle kavrulur, başka bir şey haline gelir, adeta bir metamorfoz geçirirdi. ‘Vasıf, sanatçı için sınır yoktur,’ derdi G ...