Etrafımızdaki dünyayı ve kendimizi nasıl anlarız, nasıl "okuruz"? Sarah Dillon'a göre bu sorunun cevabı metinleri okuyuşumuzun palimpsest yoluyla irdelenmesiyle bulunabilir.
Palimpsest, "üstündeki elyazmasından temizlenerek tekrar tekrar kullanılmış parşömen parçası" anlamına geliyor. Bu terimi ilk kez 1845'te Thomas De Quincey bir kavram olarak yaygınlaştırdı. Sarah Dillon, palimpsestin bir metafor olarak kullanımının soykütüğünü çıkarmaya soyunuyor, böylece kuramsal ve eleştirel edebiyat ...