Bir ülkede yönetimi elinde bulunduran erk iş başına gelince kurumlara kendi ideolojisine veya dünya
görüşüne yakın kişileri getirdiği ortamda adaletten, gelişmekten, çağdaş medeniyetler seviyesine
çıkmaktan söz edilemez. Dolayısıyla, böyle bir ortamda kültür ve sanatın da bu kişilerin dar
kalıplarında belirli çerçeve dışına çıkamayacağı, sanatın da o idarenin hizmetkârı durumunda olacağı
açıktır.
Sanatın propaganda ile yollarının kesişmesi; sanat eserini meydana getiren ...