Bin dört yüzyıl önce,yüreği kuraklaşmış bir toplumun üzerine sağanak bir yağmur başladı. Bu yağmur adalet, ahlak, şefkat, merhamet ve özgürlük yağmuruydu.
Bir tarafta insana uygulanan zulüm doruk noktaya ulaşırken,bir tarafta da insana verilecek değerin en güzel ifadesi onun yaşantısında hayat buluyordu.O, cesareti ve zekasıyla içinde yaşadığı toplumun gönlüni fethetmiş, hoşgörüsüyle yüreklere taht kurmuştu. Kadıının ve kız çocuklarnın hakir görüldüğü bir dönemde aile hayatında onla ...