Hep kendisinin kahraman olduğu hayallere dalıp yardıma ihtiyacı olanlara el uzatan,
ucundan yırtılmış ayakkabısıyla kış günü utana sıkıla okula giden,
ilk kez eline verdikleri mikrofonun topuzu bile yüzünden büyük olan,
elinde saz olmadığı halde böğrüne vura vura ağzıyla hem saz sesi çıkarıp hem de türkü söyleyen,
günün tam ortasında "Hayır" deyip dirense de annesinin kokusuyla uykuya dalan,
sonra akşam olduğunda kayan her bir yıldızla birlikte oradan oraya savrulan,
...