Aynı acıları, aynı mutlulukları ataları da yaşamıştı. Kendilerini medeniyetler çatışmasında değil buluşmasında gören biri Selanikli Türk, diğeri İstanbullu Rum'du. Ne sürgünlere, ne fırtınalara tanıklık etmişler... Gün görmüşler, aç kalmışlar, gülmüşler, ağlamışlar... Aşkla üstesinden gelmişlerdi.
Özgürlük ve Aşk varsa başka şeye ne gerek...
"Seni dinlemeyeceğim... Çocuğu götürüyorum. Kendini toparla... Gel oğlunu al." demişti.
İstanbul'a 1997 yılında ayak bastığında ...