Türkiye, son onbeş yılını akıl almaz ve takibi imkânsız bir gelişmeyle geleceğe endekslendi. Bu gelişmeler sadece sosyal ve ekonomik alanda değil, basın-yayın dünyasında da kendini gösterdi. Gelişen kitle iletişim araçlarının mevcut duruma uyum sağlayıp sağlamaması, genel olarak medyanın bu yeni durum karşısında eski birikimlerle kendini ifadeye çalışması ve en önemlisi yetişmiş insana yapılması gereken yatırımın makineleşmeye kaydırılması işin temelinde bazı problemleri de beraberinde getirdi.