“Erken kar atmış dağların beyazlığı seni korkutmasın civanım. Büyük şehirliler gibi yılgınlığa düşürmesin hemen. Kar dediğin berekettir. Tarlalara örtünen yorgandır. Harmandır, hasattır, sevdadır. Kına tepsisinde yoğrulan yeşilliktir. Yâr ile vuslattır. Senin gibi tosunun muştusudur.”*“Çıtırtı, dayımın düğününde hoşaf kaynatan aşçının kepçe tıkırtısına da karışmış olmalı, köyden gelen kirve karılarının çektiği semahla da halleşmiş olmalı. Ezelden gelen o çıtırtıyı mangal başında mırıldanıp duran ...