“Kendimi tuvaletten dışarı zor atıp çığlık çığlığa koridorda koşmaya başladım. Koşarken birine çarpıp yere yuvarlandım. El yordamıyla bir yerlere tutunmaya çalışırken, gözüme tutulan fenerle kalakaldım. Neyse ki Bekçi Ahmet Amca’ydı. Kolumdan tutup beni yerden kaldırırken, ‘N’oluyor?’ diye sordu. Ağlayarak ona yaşadıklarımı anlattım, en sonunda da, ‘Betül’ün ayakları tersti!’ deyiverdim. Bunun üzerine Ahmet Amca, elindeki feneri tuttuğu ayaklarını göstererek, ‘Nasıl yani, benimkiler gibi miydi?’ ...