Ya da belki bir köşedeki masada mutlu görünen birinin kırık dökük olan çocuk yana oturur. Biliriz; gerçek hayat hiç düşmemek, hiç yıkılmamak hiç, canımızın yanmaması demek değil. Gerçek hayat aslında düştüğümüz yerden kalkabilmek ve oradan elde ettiğimiz deneyim demek. Belki de yıkıldığımız yerden yeni bir "Ben" inşa edebilmek demek. Yada belki canımızın çok yandığı yerlerde canımıza derman olabilmemiz. Tam da böyle bir hikâye sabya'nın hikâyesi. Dönüşümlerle dolu bir hikaye... Hayat ondan bir ş ...