Sinan denize ve doğaya âşıktı. Haftanın üç dört günü balığa çıkardı, usta balıkçılardan tüm teknikleri öğrenmişti. Mercanları, çipuraları çekerken oltasını ahşap küpeşteye yaslar, denizin sesini dinler, balıkların güneşte parlayan renklerini incelerdi. Kırmızının tonlarının oynaştığı Menteş ve Karaburun yarımadasını seyretmek onu hayata bağlıyor, yaşam sevgisiyle dolduruyordu. Ancak hiç ummadığı bir anda karşısına çıkan bir sorun onu mavi özgürlüğüne daha da çok yaklaştıracaktı!
"Be ...