Aylardır, her günbatımı, yüreğimi hastanenin o daracık odasına bırakmanın hüzün ve ızdırabını yaşıyordum. Hayatımızın düzeni
bozulmuş, mutlu günlerimiz geride kalmıştı. Omuzlarıma binen yükün altında eziliyor; bir önceki günü özlüyor, kendime sığınacak bir
Hüzün Limanı arıyordum. Yalnızdım. Çaresizdim. Kendimi toplumun dışına fırlatılmış gibi hissediyordum. Bulunduğum yere nasıl
geldiğimi bir Allah biliyor, bir de ben. Geçmişim film şeridi gibi gözlerimin önünden akıp gidiyordu...