Eserde, Kitap'tan ve hikmetten pek çok meselenin perdesi, her çağın insanına hitap edebilecek tazelikte kadîm sözlerle aralanmıştır. Alışılagelmiş tasavvuf literatüründen farklı bir tarzda, Hakîkat-i Muhammediyye'nin de üstünde bir hakikate ve sırra sahibiyet ile söylenmiş zâtî sözler ihtiva eden kitapta, bugüne kadar rastlamadığımız yepyeni terimler ve ifadeler kullanılmıştır. Örneğin, Pençe-i Âl-i Abâ'nın Allah olduğu; bu sözlerin sahibinin Kur'ân'a tâbi olmayıp, vahyeden makamından konuştuğu; ...