“Bir rüya görüyorum. Anlatmanın mümkünatı yok. Bir rüya… İçinde gâh ateşler yanıyor, işitiyorum; gâh sular fışkırıyor, ferahlıyorum. Bir rüya… Tarifi pek güç. Sadık rüzgârların taklidi kehanetleri de doğurabilir. İnsan inanmayı diler, yalana bile. Ahhh, nasıl da yaşlandım! Rüyaları da ömürden saydın mı ey yüce Tanrı? Yaşım umudumdan hızlı ilerliyor. Çöl, şarkısını fısıldıyor unutulmak üzerine. Bu çöller her dili bilir. Miras kalmış ağaçlıkların dibine ne vakit sokulsam hep ölümün bekleme köşesi ...