Bir İstanbul'um şimdi,
Şimdi'nin İstanbul'u.
Epey değil, hayli değil,
Hiç de öyle az değil, yok değil,
Hasbelkader...
Sularına dokunmuş ışık huzmelerine dolan,
Taşını mevsim, kaderini insanla yontan,
Sırları yer yer dökülmüş, saçılmış,
Olabildiğim kadar,
İstanbul'um şimdi.
Hasbelkader...
O çehreye bakıp da abidevî güzelliğinin cezbediciliğinden söz etmemek imkânı var mı? Bazen bir cami duvarındaki titreşimlerde beliren bazense görkemli bir ...