"Kızıyla birlikte yuvasına dönüyordu, işbirlikçilerden ve onların Alman efendilerinden uzaktaki özgür topraklara. Hayim yakında onların yanına gelecekti. Flaubert'in 'dünyanın başkenti' diye adlandırdığı İstanbul'da
yeni bir yaşama başlayacaklardı."
Hikâye 1939'da, Paris'in "Küçük İstanbul" mahallesinde başlar. Çekingen ve yalnız bir çocuk olan Hannah'nın dünyası, Türkiye'den Fransa'ya göçeden, babası Hayim ve annesi Cecile'den ibarettir. Fakat bir gün delidolu Suzon'la tanışır ve her ...