“Bir otobüsü sürüyorum. Evet, şu sürücü ben değil miyim? Benim. Peki, otobüsün arkasından koşan kim?
Bir saniye. Evet, o da benim. Otobüsü yakalamaya çalışıyorum kan ter içinde. Ayakkabılarımın içi
yanıyor. Kızgın ayakkabılarımdan dumanlar çıkıyor. Yüzüm acıyla gerilmiş. Dişlerimi sıkıyorum
koşarken. Biraz da ağlamaklı gibiyim sanki. Otobüsün ortasındaki ne? Bu bir camdan tabut. Rüyanın
içinde rüya görüyorum sanki. Aman tanrım tabutun içinde iki kişi var ve hareket ediyor ...