"Senin durumun iyi Deborah..." diyordu karısına. "Yalnız, arkanda bir oğul bırakmaman çok yazık, ölüm duanı ben yapmak zorundayım, ben de yakında öleceğim ve arkamızdan kimse ağlamayacak. İki küçük toz tanesi gibi rüzgârda savrulacağız. İki küçük parlaklık gibi yok olacağız. Ben çocuk yaptım, senin kucağın bunları doğurdu, ölüm onları aldı. Yaşantın yokluk içinde ve anlamsız geçti. Gençlik yıllarında etinden yararlandım, yaşlılıkta ise seni hor gördüm. Belki günahımız buydu. Sevginin sıcaklığı i ...