İsmet, iki aya yakın bir süredir Yedikule'nin karanlık kuyularının birinde tutuluyordu. Bir sabah zindanın kapısı büyük bir gürültüyle açılmıştı. Gardiyanlardan biri elinde tuttuğu bir tepsi ile içeri girdi. İsmet, tepsiye bakınca bunun dünya hayatında göreceği son yemeği olduğunu anlamıştı. Çünkü tepside her zamanki ekmek ve çorbanın yanında kırmızı renkli bir şerbet konulmuştu. Feryat figan etmenin bir faydası yoktu. İsmet, acele etmeden çorbaya doğradı. Yemeğini bitirdikten sonra şerbeti de i ...