"Çocuk, ihtiyar adamın iri ve nasırlı elini küçücük
elleriyle tutarak öptü. İhtiyarın gözleri dopdolu
oldu. Şimdi bu ana kuzusu ailesinin yanında olsa
kim bilir nasıl süslenir, nasıl kuş gibi cıvıldardı.
Anacığı babacığı kim bilir şimdi onun
yokluğundan nasıl bir azap duyuyorlardı. Ona ne
yapmalı, nasıl bir hediye vererek gönlünü
almalıydı? İhtiyar adamın içi kuş gibi
çırpınıyordu. Gözlerini etrafında dolaştırıyordu.
Sonra aklına bir şey geld ...