Tasavvuf geleneği, sözlü kültür etrafında şekillendiği gibi söz üzerinden özgün bir kültür de inşa etmiştir. Kâlû belâda Allah’a verilen
kul olma sözünü yerine getirme gayesi, seyr ü sülûka giren dervişin, bu yolda sabit kadem olacağına dair verdiği söz ile vücut
bulmuştur. Buna göre derviş, hak olan sözlere kulak tıkamayacak, onları cana minnet bilecek, söz tutacak yani tekke tabiriyle nutuk
haklayacaktır.
Tekkelerde sözlü kültür üzerinden toplumsal hafıza nasıl inşa edilme ...