Elbistan’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Yemen’e uzanan yolda karşılıyor bizi bu kez tarih. Kuyuların acımasızlığını gözlerinde, savaşın zulmetini -ihtiyarsız- ellerinde taşıyan bir gençle, Kör Mahmut’la karşılıyor. Çocukluğun masumiyetini, gençliğin yiğitliğini, kimsesizliğin cesaretini hep savaş meydanlarında yaşamanın zorunluluğu her zamankinden beterdir. Sahranın uçsuz bucaksız sıcaklığını bir kadın nefesine sığdırıp diyar diyar gezerken, oraların güzelliği, büyüleyiciliği kadar yoksulluğu, acı ...