Edebiyat tarihi aynı zamanda bir sosyal ilişkiler tarihidir. Bu sosyal ilişkiler kanonik ilişkilerdir ve hayranlık kadar rekabet ve mücadeleyi de içerir. Biz okurların heyecanla okuduğumuz büyük yazarlar, işte bu çetin mücadelede hayatta kalmayı başaran ve kendilerini kanonik ilişkiler ağı içinde özgün bir yerde konumlandırmayı bilen dehalardır. Hiçbir deha ve hiçbir eser boşlukta durmaz. Dehayı ve eserini ölümsüzlüğe kavuşturan daima kanonik ilişkiler ağının kontekstidir. Borges’in dediği gibi ...