“… Elini Ömer’in omzuna koydu. Ona yönelmiş bakışlarından uzak hatıralar süzülüyor, gözlerindeki ıslak
ışıltılardan bambaşka rüyalar okunuyordu. Belli ki Ömer’in dik, direngen ve endamlı duruşu, yüreğinde
mehterlerin, köslerin gümbür gümbür vurduğu kendi gençliğinin med vaktine alıp götürmüştü onu…”
“…Bir an derin bir düşten uyanır gibi silkindi. Sonra uzun bir ‘Maşallah!’ çekti. Çünkü Mücadele Birliği’ni
kurdukları yıllarda o da Ömer’in yaşlarında fişek gibi bir delikanlıydı ...