Sonra gözü, önündeki masanın üzerinde duran mavi vazoya takıldı. Yıllar sonra doğum gününde ilk kez boştu. Ürperdi; sanki bir kapı aniden ve görünmez bir şekilde açılmış gibi hissediyordu ve başka bir dünyadan soğuk hava onun huzurlu odasına akıyordu. Ölümün varlığını hissetti, ölümsüz aşkın varlığını hissetti: içinde bir şey kırıldı ve uzaklarda çalan bir müziği dinler gibi görünmez bir kadının tutkusunu, ruhunu düşündü.