Hayalperestin teki olarak tanıtır bu adam kendini, “Yaradılıştan farklıyım ben,” der. Kendi küçük dünyasında kaybolur da kalbini açacak birini bulamaz; onlarca fırtınanın koptuğu ruhuna kimsecikler dönüp bakmaz. Öylece dolaşır sokaklarda; evlerle, duvarlarla konuşur. Yanı başında akıp giden hayatın farkına varmaz bile. Ömrü boyunca özlemini duyduğu, yılmadan beklediği o kadın bir köprü üstünde çıkar karşısına ve Petersburg’un beyaz geceleri kadar kısa süren hikâyeleri başlar. İnsana yaşadığını h ...