"Arabanın arka tekerlekleri boşa çıktı, ok birden dikildi. Az daha beni de alacaktı aşağıya. Araba uçtu, gitti. İki beygir birden kişnediler. Ben ellerimi yüzümden çektim. Kenara vardım, baktım. "Hey Koca Bekir..." dedim. "Araban gayri uçurumun dibinde." Tekerleklerden biri hâlâ aşağıda dönüyordu. Yem torbalarının saplarını omuzlarıma taktım. Hayvanların yularlarını geçirdim koluma. Ağır ağır kasabanın yolunu tuttum. Gözlerimin önünde o süslü araba vardı. Yumuşak minderleri, saçaklı perdeleri, t ...