İlmi ve irfani geleneğin uzak sınırlarında yaşayan insanoğlu, varlık planını arayıp durdu. Tanrı'nın yarattığı ilk varlığı merak edip, kainatın bilgisine takıldı yıllarca. Derken, her şeyi tam olarak bildiğini zannettiği bir anda zamansızlık ve mekânsızlık kesti yolunu. İşte Hallac-ı Mansur efsanesi böyle bir ortamda doğup büyüdü.
Meraklı bir genç olan Hallac-ı Mansur'un öğrenmek istediği o kadar çok şey vardı ki, isimlerini saymak bile insanın başını döndürmeye yetiyor. İşte onlardan bazıl ...