Dünyaya ve bilgiye yönelişin temelinde insan varoluşunun her şeyi belirlediği yadsınamaz. İnsanın varoluşu ise arada kalmışlıkla karakterize olur. Dışdünya-düşünme-dil arasındaki ilişkileri inceleyen bir etkinlik olarak felsefe de hiç kuşku yok ki “tarihsel özne”nin, bu arada kalmışlığı yaşayan insanın ürünüdür. İşin bir de diğer tarafı var: varolanlar dünyası. Varolanları, var dediğimiz şeyleri yalnızca dışdünya boyutuna sıkıştırmayıp buna dilin ve düşünmenin ürünlerini de eklediğimizde, daha g ...