Öznur Yalgın Ağırküre'de merkezini yaratmadığı, kendi çeperinde kalmayı arzulayan öykü kişilerini ellerine ayna tutuşturup küçük harflerle konuştururken diyaloğun akmasını; kadraja, konuşanların dudakları ve izleyenlerin huzursuzluğunun karışmasını istiyor. Yanlış telaffuz bilinçdışı bir şakıma çünkü. Ani fren, imdatsız bir düşüş ve önemsiz görülen yara kabuğuna terk edilmiş bir başka gezegen.
Sadeliği ilk çekmecede tutan Öznur Yalgın, öykülerindeki boşluklar ve zaman ...