Phileas Fogg, son derece dakik bir insandı. Asla acele etmez, her adımını hesaplar ve hep en pratik yolu seçerdi. Reform Kulübü’ndeki arkadaşlarıyla sadece seksen günde dünyayı dolaşabileceğine dair servetinin yarısı üzerine bahse girince tüm hayatı değişti.
Fogg başlamak üzere olduğu destansı seyahat hakkında çok az şey biliyordu. Tek bildiği sadık hizmetkârı Passepartout’yla kimi zaman bir filin sırtında, bazen bir trenin kompartımanında, belki de buharlı bir geminin güvertesinde ...